Tatilimizin son durağı Koh Phandan adasındaki meşhur:”FullMoonParty”.
Gidiş o gidiş, en izole yerdeyiz, artık nasıl partileriz bilmiyorum. Burası Koh Samui’den de romantik, valla ne işimiz var birbirimizle burda diye alkole vermek en iyisi kendimizi.
Bu olaydan sonra 1 dakika bile durmuyorum zaten o otelde, bungalowu terkedip, ağlayarak yandaki 5 yıldızlık lüks villaların olduğu otele gidiyoruz, tabi fiyatlar bütün 10 gündür toplam harcadığımız kadar, pazarlık, kalamam orda vs diye dil dökmeler ve ağlama zırlama ile tatilin en güzel kısmı başlıyor. Muhteşem villamızda, bahçemizde havuzumuz, 2 gün keyif üstüne keyif yapıyoruz.
Şansımıza en güzel ve en renkli festival olan, Loi Krathong’a denk geldiğimiz için, dolunay gecesi büyük bir ışık, çiçek ve mum şöleni oluyor her yerde. Senede bir kere olan bu festivale ışık festivali de diyorlar. Yaptığınız şey çok basit, lotus çiçeği gibi çiçeklere tütsüler ve mumlar batırılmış oluyor, ve nehir/su tanrıçasına şükrederek ve adak adayarak, mumları yakıp suya bırakıyorsuz.
Bu seremoniden sonra çamurlar içinde bir tuktukla yine yollara düşüyoruz, istikamet merakla beklenen fullmoon party.
Gerçekten dolunay bir farklı burada bu arada! Dalgalarda mavi kırılımlar yaratıyor, her yer yakamoz....
Ve eve dönüş,
Bu tatil bana ne kazandırdı: böceklerden tiksinmemek, önüme konan herşeyi şükrederek yemek, 2 thai pant ile 10 gün dolaşabilmek, örümceklerden korkmamak(makul boyutlarda olanları!), herşeyin varoluşuna saygı duymak ve budizm...
Mutsuzum ne yalan söyliyim ist’da yaşamaktan, böyle varlık içinde yokluk çekmekten de, 5 dakkalık yolu 45 dakikada gitmekten de, insanların egolarında boğulmaktan da...
Hamamböcekleri arasında bile, daha huzurluydum en azından..
xox