Kuzeyde hava kötü olur diye endişe ederken, güneyde sonbaharı yaşamayı beklemiyorduk.
Gök delindi resmen, dün geceden beri, İstanbul’da 1 senede yağan yağmurun hepsi yağdı ve yağmaya devam ediyor. Bizde yolda sürünmeye, cennet adalara gitmeye çalışıyoruz inatla. Otoban maceramiz, ingilizcenin i’sini bilmeyen bir kasabada sonuçlandı. Döviz bürosu ve taksi bulmamız 1 saat sürdü. Sonunda feribota yetiştik, turist yüzü gördük, 48 saattir nerdeyse hep çekik yüz, nereye kadar!?!1 saat süren bir tekne yolculuğu, limana geldiğimizde havanın berbat olduğunu görüp çöküyoruz. Bu arada manastırdan apar topar kaçtığımız için bugüne hiçbir yerde rezervasyonumuz yok. Hatta ada ile ilgili bilgimiz dahi yok, programımızda bile değildi burası.
Taksi ararken 65 lt’lik backpack’imle kaplumbağa gibi hissediyorum. 1 haftadır sırtımda bununla geziyorum çünkü.
Yine kaderimizde tuktuk varmış. Dolmuş usulü biniyoruz, yine pazarlıkla tabi. Tayland’da ne fiyat duyarsanız 4’te 1’ini verin. Eğer arkanızı döndüğünüzde sizi geri çağırıyorlarsa, sizindir 4’te 1’ine herşey, yoksa uğraşmayın, özellikle kuzeyde pazarlık çok çok az..
Kalmak için en canlı plajı seçmeyelim, 2.sini seçelim diyerek Lima diye bir plaj seçtik haritada. Oraya doğru 1 saat daha tuktuk, kusmak istiyorum artık, iğrenç kokular, çamur tadı ağzımda, açız, ve kalacak yerimiz yok.
Tuktuktan inip, şuğursuzca otel aramaca, o kadar bitiğiz ki, sürünüyoruz resmen yürürken. Plaja kadar gidiyoruz, nerde kalacağiz derken, ilk düzgün yere dalıyoruz.
Dün geceki manastır tahtasından sonra, güzel bir yatağı hakettim! Plaj manzaralı bir oda tutup, duşa atıyorum kendimi. 2 gündür yıkanmadım tabi, leş gibi hissediyorum. Çitilenerek temizlendikten sonra, kumlara koşuyorum. Adada olmanın verdiği keyif ayrı kesinlikle. Etraf palmiye dolu, yağmur sonrası hafifi bulutlu güneşli bir gökyüzü ve okyanus! Deniz rengi yağmurdan çamurumsu, ama umrumda diil. Bol bol foto çekiyoruz. Ve sahil pedikürü yaptırıyoruz, kadın ayaklarımın pislipine hayran kaldı eminim, simsiyahtı resmen!Tayland’a bekar gidilir ama iki aynı cinsiyetten arkadaş tatile çıkarsan, romantik adalara gitmeyeceksin. Etrafta herkes neredeyse “çift” olduğundan, biz de o damgayı yiyoruz ! Hem de tüm tatil boyunca gördüğümüz en yakışıklı Fransız’dan!
Bu talihsiz durumdan sonra sahilde,istakoz ve biraya boğulup, bir sonraki geliş planlarımızı, yalnız olmamak şartıyla yapıyoruz! Adada herkes nereli olduğumuzu soruyor. Etraf o kadar hollandalı ve fransız kaynıyor ki, biz iki türk kızı olarak koyu renk kalıyoruz tabi. Avrupa’lı ve Amerika’lı adamlar (50+) buraya çıtır kızlarla olmaya geldikleri için biraz garip gözüküyorlar, adam 55 yaşında kız 16 yaşında .. Çok yüzeysel herşey o konuda, ve mide bulandırıcı. Ne yazık ki ciddi bir sömürme söz konusu “dişiliği” ..Yemek, alışveriş ve masaj buranın vazgeçilmez 3lüsü...
Fil gezileri, kaplanlar, tapınaklar ve şelaleler de var gezilebilecek diğer yerlerde yaptığımız gibi ..Kısacası Koh Samui’ye romantik yapmaya gidin, çünkü çiftseniz eğer size cennet ada gibi gelen yer, bekara kabus olabiliyor. Başka keşvedecek bir sürü ada var, bekarlara tavsiye edilecek ...
Bir sonraki durak : Koh Phangan, my island!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder