Bunu bizzat 21 saat yasadim ve hayatimin en enteresan yolculuklarindan biriydi.
Normalde boceklerden korkan ya da igrenen biri degilim, orumcek haric. Her boyutta orumcekle sorunum vardir, ama hamambocekleri vs sorun yok. Fakat tabi ki de yattigim ya da oturdugum yerde ensemin arkasinda dolanmalarini istemem. Butun yol boyunca aynen tepemizdelerdi. Neyse ki spor ayakkabılarim var ayagimda! Tek tek olduruyorum, bocek katiliyim! Didem flipflopla oldugu icin ayaklar havada, zipliyor surekli. Ve ciglik.
Trende oturma sekillerimiz pek degisik: altta iki karsilikli koltuk var, karsimda 50 yaslarinda yerli bi amca oturuyor. Didem yan tarafta altta karsisi bos. Sanslisin diyorum ama yolun yarisinda birini biniyor onun da karsisina ilerleyen saatlerde. Ben ust katta yatiyorum ama daha yatagim yapilmamis,yatak 21 00de kompartiman gorevlisi tarafindan yapiliyor, sabah 9 da da toplanıyor, ustte yatan inmek zorunda sabah 9'da!
Saat 19 30 da kalkmasi gereken tren 21 30 da kalkiyor, vagonlardan birinde sorun ciktigi icin.
Garson servise basliyor: Natalie, tamamen bir lady boy! ses tonuna inanamassiniz, benden ince, gece uyurken gelse yaniniza, kacarsiniz o derece iri bir yapiya sahip yandaki resimden anlasildigi uzere!
Didem her zamanki gibi bir sekilde uyuyabiliyor, karsimda ustte yatiyor, ama uyuma seklimizi gormeniz lazim: kafada kapusonlar, gozde uyku maskeleri, agiz ve burun fularlarla kapatilmis, tamamen birer gerillayiz! Saga dondum sola dondum olmadi ha bi de bocek gordum oldurdum yatakta hemde! Bocek lesiyle ayni yerde yatmayi hic dusunmemistim bu tatile cikarken. Ama herseyde bir hayir vardir diyerek uyumaya zorluyorum kendimi. Uyuyamiyorum. Tuvalete gidip sigara iciyim bari, yapacak sey yok, cok guzel ay var hem manzara seyrederim. Anin tadini cikariyim bari:o da ne!!! Tuvalet dedikleri sey raylara inen bir delik! Saatler var daha, ya gelirse ???? napariz??naparimmm??? dusunmek dahi istemiyorum...
sigarami icip ay isiginda parlayan pirinc tarlalarini izliyorum korkuluklar ardindan. Enteresan bir andi, inanin asla gozumden gitmeyecek karelerden biri.
Tuvaletimin gelmemesini temenni ederek yataga tirmanip uyumaya calisma, o an en iyi arkadasim ipodum. Siziyorum... Sizdim.
Sabah saat tam 9da uyandim, hala yoldayiz ve bilinmez bir yerdeyiz.
Natalie dolanmaya baslamis, alttaki amca halen uyuyor. Ustum basim les, ustumu degistiriyorum bir sekilde, neyse ki thai pants var, rahat soyunuluyor vs. Gorevli geliyor yataklari toparliyor hoop asagidayiz. Masa takiyor. Oturduk, aha! Bocekler geri geldi.. Didem'in koltukta benim arkamda camda yanda sagda solda her yer hamambocegi, artik tepkisizim, Didem'de tepki vermemeye basladi, suratlar 5 karis kahvalti ediyoruz.
boceklerle de arkadas oldum onlari umursamadan oldugum yerde sizabiliyorum.
yolculuk 21 saat surdu, indigimizde her yerimiz agriyor ve kasiniyordu, kesin bitlendik diye dusunurken Manastirda buna yakin bir seyin bizi beklediginden haberdar diildik tabi!
Rehberimiz Chen bizi karsiladiginda en sevdikleri sozun : "Never trust Thai trains" oldugunu gec de olsa bize soylemis oldu... Donus tren biletimizi yakmaya o an karar verdik. Ucuz olsa bile yanan 2 bilet degil 1 bilet oldu :) parami geri aldim!
En iyi yol bildigin yoldur.
Yasasin Thai Airways!
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilAynı dönemde ben güneyda Phuket'teydim ama yaşadığın macera unutulmaz ve bence çok güzel olmuş, kıskandım ...;)
YanıtlaSil