Tatilimizin son durağı Koh Phandan adasındaki meşhur:”FullMoonParty”.
Gidiş o gidiş, en izole yerdeyiz, artık nasıl partileriz bilmiyorum. Burası Koh Samui’den de romantik, valla ne işimiz var birbirimizle burda diye alkole vermek en iyisi kendimizi.
Masaj vs derken duşa giriyorum, minik bir kertenkele, çok normal. Su açılır şampuan ele alınır. Tam o pozisyon vardır ya, hani Blendax reklamlarındaki kız, duş arkasında, ellerinle saçlarını köpürtüyor, işte o sahne ve yanında Arachnophobia filmini düşünün!!!! İlk başta farkında diilim, arkada birşey beni izliyor, ve hissedip dönüyorum. Dönmemle, donmam, hepsi bir anda oluyor zaten, çığlık at desen, atamam, hareket et desen, edemem, hayatımdaki tek fobik olduğum şey, hiç görmediğim bir şekil ve irilikte karşımda duruyor kafamın hizasında. Donup kalmam Didem’in beni cıyak cıyak çıkarması banyodan bunlar pek yok gözümün önünde, bir anda oluverdi heşey.
Bu olaydan sonra 1 dakika bile durmuyorum zaten o otelde, bungalowu terkedip, ağlayarak yandaki 5 yıldızlık lüks villaların olduğu otele gidiyoruz, tabi fiyatlar bütün 10 gündür toplam harcadığımız kadar, pazarlık, kalamam orda vs diye dil dökmeler ve ağlama zırlama ile tatilin en güzel kısmı başlıyor. Muhteşem villamızda, bahçemizde havuzumuz, 2 gün keyif üstüne keyif yapıyoruz.
Şansımıza en güzel ve en renkli festival olan, Loi Krathong’a denk geldiğimiz için, dolunay gecesi büyük bir ışık, çiçek ve mum şöleni oluyor her yerde. Senede bir kere olan bu festivale ışık festivali de diyorlar. Yaptığınız şey çok basit, lotus çiçeği gibi çiçeklere tütsüler ve mumlar batırılmış oluyor, ve nehir/su tanrıçasına şükrederek ve adak adayarak, mumları yakıp suya bırakıyorsuz.
Bizim otelin hazırladığı çiçekleri tütsü ve mumlarla önce havuza bırakıyoruz. Sonra da benim en sevdiğim kısım, kağıt lambaları yakıp gökyüzüne bırakıyoruz! Bin tane dilek diledim heralde :) artık bu sene bir tanesinin olması şart! Tüm inançlarım sarsılacak yoksa !
Bu seremoniden sonra çamurlar içinde bir tuktukla yine yollara düşüyoruz, istikamet merakla beklenen fullmoon party.
Fullmoon Party ile ilgili çok kısa ve öz yazacağım: eğer gençsen, genç diilsen ruhun gençse, delilik yapmaya yer arıyorsan, ve özellikle bekarsan mutlaka 1 kere görmen gereken bir parti. Herkesin kovalardan pipetle alkol hüplettiği, yarı çıplak dolandığı, vücutlarına fosforlu boyalarla işaretler çizdiği, rengarenk şapkalar taktığı, tuvaleti gelenin rahatça denize işediği, sağdan soldan önden arkadan techno ve trance ve her türlü popüler parçanın yükseldiği, insanların deliler gibi dans ettiği bir event.
Gerçekten dolunay bir farklı burada bu arada! Dalgalarda mavi kırılımlar yaratıyor, her yer yakamoz....
Tekneyle Koh Samui, ordan Bangkok.. son alışverişler yapılır ve sabah yola çıkmak üzere Tayland’a son bye bye biramızı Chang’ı kaldırıyoruz...
Ve eve dönüş,
Bu tatil bana ne kazandırdı: böceklerden tiksinmemek, önüme konan herşeyi şükrederek yemek, 2 thai pant ile 10 gün dolaşabilmek, örümceklerden korkmamak(makul boyutlarda olanları!), herşeyin varoluşuna saygı duymak ve budizm...
Mutsuzum ne yalan söyliyim ist’da yaşamaktan, böyle varlık içinde yokluk çekmekten de, 5 dakkalık yolu 45 dakikada gitmekten de, insanların egolarında boğulmaktan da...
Hamamböcekleri arasında bile, daha huzurluydum en azından..
xox