19.08.2016

Korkuya karşı ilk adım ..

İsveçte ilk gün bana yoga dersi verir misin dediklerinde, "hmm olabilir, ama hiç ingilizce ders vermedim ki, becerebilir miyim? emin diilim, yok yok beceremem" dedim.  İlk anda zihnim o kadar gidip gelmişti ki ... Biraz vakit geçince, düşündüm de "kimden, neden korkuyorsun?". Sanki daha önce hiç ders vermemişim gibi.. 
Gerçek böyle diildi. Bir süre Cihangir Yoga Fındıklı stüdyosunda  yabancı öğrencilerle pek çok ders yaptım, ileri seviyemi Chris'ten aldım ve zaten her hafta ingilizce dersindeyim Chris'in, kulak aşinalığım da var! Neydi beni durduran orda?? Başarısız olma korkusu! Yetersiz olma duygusu o kadar baskındı ki .. Dönüp bakınca hayatımın her alanını ele geçirmiş bir korku olduğunu görmem bir saniye sürdü. İş hayatımda, ilişkilerimde, orda burda şurda, attığım her adımda "başarabilecek miyim?" "doğru yaptım mı?" korkusu.

Bu tabi ki nerden geldi, kim bunu bana işledi bunları uzun uzun yazmayacağım. Kimseyi suçlamak değil amacım. Bana ait olmayan bir düşünce kalıbını nasıl hayatımdan çıkarırım araştırmam .. 

Yogada matın üstüne ilk çıktığın an, etraftakiler kendinden daha çok ilgini çeker. O daha çok bacak açıyor, hareketi daha iyi yapıyor, ben neden titriyorum, neden yapamıyorum, ne zaman yapıcam ... O matta kendin için mi varsın? Yoksa başkalarıyla kendini kıyaslamak için mi ? Ailen, arkadaşların, sevgilin, eşin, dostun, patronun ya da hayatındaki tüm diğer insanların yaptığı gibi ..

Dürüst olalım hepimiz kıyaslanmışızdır ve kıyaslamışızdır pek çok kere, hayatın pek çok noktasında. Bilinçli ya da biliçsiz.. ve bunun üstümüzde yarattığı travmanın büyüklüğü bazen inanılmaz, bazen de iğne deliğini geçmeyecek kadar olabilir. Bunun farkına varmış olmak bile ilk adım olabilir. 

Kendim, yıllarca bunu hiç görmemişim, söylese biri "ben herşeyi zaten mükemmel yapıyorum ki! neden kendimden süphe edeyim?" derdim. Böyle olmadığını farkettiğimde, duvara tosladım ilk seferinde. Bu son katıldığım çalışmada da pek çok kere önüme gelince, bu duruma eğilme vakti gelmiştir dedim. Yine de ilk adımı atamadım. Sadece sözde kalmıştım. Aksiyona geçemiyordum. Evren aksiyonu alkışlar, her zaman bunu savunurum. Bu sefer evren bana yardımcı oldu ve o adımı benim yerime attı. Geceyarısı, yarın sabah 8 dersini benim vereceğim bilgisi geldi. İtiraz ettim. İstemediğimi ileteceğim biri yoktu karşımda çünkü bana sadece biri haber getirmişti. Zorlunlu olarak dersi almış oldum. 
Her işte bir hayır vardır en sevdiğim cümle. Böyle diyerek kendimi telkin ede ede uyudum, sabah çok sakin bir şekilde çıktım evden gittim ders vereceğim yere kimse yok yaşasın :) Umarım kimse gelmez diyorum bir yandan ya ben vereceğim diye mi kimse gelmiyor diye içim içimi yiyor ... 
Sonra insanlar gelmeye başladı ve 22 kişi orda matlarında bana bakıyorlar ben onlara bakıyorum. Herşeyi o kadar güzel planlamıştım ki aslında. Tabi ki hiçbir söylemeyi planladığım cümleyi kuramadım. İlk dediğim cümle şu oldu: "Bu benim ilk ingilizce ders verme tecrübem olacak, lütfen dizle dirseği, ayakbileği ile eli karıştırırsam kusura bakmayın." ve sonrası su gibi aktı. Evet el bileğine ayak bileği dedim ve bütün herkes alkışlayarak ve kalpten gülerek destek oldu. Sandığım gibi yerin dibine de girmedim. Tam tersi inanılmaz bir öğretim görüyordum oracıkta. Çıkışta hepsinin yüzündeki ifade, yürekten teşekkürleri, sonra da memnun kalıp daha sonraki günler de ders vermemi istemeleri .. Tarifsiz bir deneyimdi. İnanılmaz olan, başamayacağıma kendimi odakladığım ilüzyondan kurtulmuştum. 9 gün boyunca buna çalıştım. Başarısız olma korkusu üzerine atamadığım her adımı incelemeye çalıştım. Ya da önüme geldi bir şekilde .. Tabi ki kökleşmiş korkuları temizlemek o kadar basit değil. Adımları atmaya başlamak bile büyük bir aşama. Ve şimdi bu yolda pek keyifle yürüyorum.

Dileğim bu haftasonu 1 korkunu farket ve onun üzerine bir adım at. Bak gör dünya nasıl değişiyor. Hayat akışı değişiyor. En önemlisi sen değişiyorsun.. ve değişim çok güzel biliyor musun ?

İyi haftasonları

İrem 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder